4 Temmuz 2012 Çarşamba

Kalp nedir ?

            Kalp veya yürek (Arapça: قلب kalb; Latince: cor ; Yunanca: Καρδιά = kardia), kalp kası olarak bilinen özel bir tip çizgili kastan oluşmuş kendiliğinden kasılma özelliğine sahip kuvvetli bir pompadır.
Metabolizma faaliyetleri sonucunda oluşan artık ürünlerin de vücuttan uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin vücudun gerekli bölgelerine taşınması gerekir. Bütün bu işlemleri kalp ve damarlardan oluşan dolaşım sistemi yapar.
Kalp bu sistem içerisinde motor görevi yapar. Kalp insanda dakikada 60-80 vuruş arasında değişen bir hızla günde 9000 litre kanı vücuda pompalar. Günde yaklaşık 100 bin, yılda 40 milyon, tüm insan hayatı boyunca yaklaşık 2,5 milyar kere, hiç durmadan yaklaşık 8 bin ton kanı vücuda pompalar. Normal bir insanda ortalama ağırlığı 250-300 gramdır.
Kalp memelilerde 4 odacıklı ve 4 kapakçıklıdır. Odacıklar sağ odacıklar ve sol odacıklar olarak 2 ana bölümden oluşur.Sürüngenlerde ise 3 odacıklıdır.( Sağ ve sol atriyum, ve ventrikul )
Sağ bölüm, kanın vücuttan döndüğü odacık olan sağ kulakçık (atriyum) sonra triküsbit kapak adı verilen 3 yaprakçıklı bir kapakçık ile ana odacık olan sağ karıncıktan (ventrikül) oluşur.
  • Kan vücutta oksijeni ve besin öğeleri kullanıldıktan sonra vena cava adı verilen 2 adet ana toplardamar ile sağ kulakçığa gelir.
  • Sağ kulakçıktan kan yerçekimi ve kulakçık kasılması ile aradaki kapak olan triküsbit kapaktan (3 yaprakçıklı kapak) geçerek sağ karıncığa girer.
Sol bölüme kan akciğerlerden oksijenden zenginleştirilmiş olarak gelir.
  • Elimizi göğsümüzün sol tarafına götürdüğümüzde kalbimizden gelen sesin nedeni kulakçık ile karıncık arasındaki kapakçıkların açılıp kapanmasıdır.
  • Başlıca 4 kalp sesi vardır.Bunların ilk ikisi hissedilir veya steteskop vasıtasıyla duyulabilirken 3. ve 4. sesler ancak EKG (ECG) cihazında görülebilir. 1. kalp sesi atriyo-ventriküler kapakların sesi iken, 2. kalp sesi aorta ve arteria pulmonalis'teki kapakların çıkardığı sestir. 1. ve 2. kalp sesi arasındaki süre ventrüküler sistoldür.2. kalp sesi ile 1. kalp sesi arasındakü süre ise ventriküler diastol evresidir.









     







  Kalp diyagramı: 1. Sağ atrium (Atrium dextra), 2. Sol atrium (Atrium sinistrum), 3. Superior vena kava (Vena cava superior), 4. Aort, 5. Pulmoner arter, 6. Pulmoner ven, 7. Mitral kapak, 8. Aort kapağı, 9. Sol ventrikül, 10. Sağ ventrikül, 11. Inferior vena kava (Vena cava inferior), 12. Triküspit kapak, 13. Pulmoner kapak


kaynak:wikipedia

12 Aralık 2011 Pazartesi

Big Ben


Big Ben (İngilizcede: Büyük Benjamin), Londra'da Westminster Sarayı'nın yanındaki ünlü saat kulesidir. Dünyanın en büyük ikinci dört taraflı saatidir.
Kule eski Westminster Sarayı'nın 16 Ekim 1834'de bir yangın ile tahrip olmasından sonra Charles Barry'nin yeni saray tasarımının bir parçası olarak dikildi. Kule Victoria Gotik stilinde ve 96.3 metre yüksekliğindedir.
"Big Ben" aslında saat kulesinin çanının adıdır, ancak halk tarafından tüm yapıyı belirtmek için kullanılır olmuştur.
2000 kişilik bir anket Big Ben'in Birleşik Krallık'ın en önemli simgesi olduğunu belirtmiştir.Bir rivayete göre big ben ismini, dönemin işletme müdürü olan benjamin hall'dan almaktadır.bir diğer rivayete göre ise 19. yüzyılın ilk yarısında yaşamış ingilizlerin ünlü ağır siklet boksçularından biri olan benjamin count'a ithafen çana big ben ismi verilmiştir.
Sanılanın aksine elektronik değil mekanik olduğu için 150 yıldır haftada üç kez yağlanıp kurularak, zamanı doğru göstermesi sağlanan dünyanın en ünlü saatidir.

Bu sayfa, online kullanıcı topluluğu tarafından oluşturulan ve düzenlenen özgür ansiklopedi projesi Wikipedia'nın Türkçe versiyonu Vikipedi sayfasından faydalanılarak veya ilgili madde birebir kopyalanarak hazırlanmıştır. Bu makale, GNU Özgür Belgeleme Lisansı ilkeleri kapsamında, Vikipedi sitesi kaynak gösterilerek özgürce kullanılabilir.ekşisözlük'ten yararlanılmıştır.

Beardmore Buzulu


Beardmore Buzulu, 1956
Beardmore Buzulu, Antarktika'da bulunan bir buzuldur. Adını William Beardmore'dan alır.
Lambert Buzulu'ndan sonra, 160 km'den fazla olan uzunluğu ve 30 km'ye varan genişliği ile dünyanın en büyük buzullarından biridir. Transantarktik Sıradağları'ndan başlayarak, Shackleton Sahili üzerinden Ross Buz Şelfi'ne ilerler. Buzul bir U şekilli vadide yer alır.
Beardmore Buzulu, 1908 yılında Ernest Shackleton tarafından, ikinci Antarktika bilimsel gezisinde keşfedilir. Buzul adını, Shackleton'ın gezisinin bir sponsoru olan Sir William Beardmore'den alır.
Beardmore Buzulu, Ross Buz Şelfi'nden çıkarak Transantarktik Sıradağları üzerinden daha doğrusu arasından, Kutup Platosu'na ulaşan geçiş koridorlarından biridir. Bu koridorun bulunması nedeniyle Güney Kutbu'na ulaşmak mümkündü. Bu koridoru bulan Shackleton da, tabanından bakıldığında davetkar ve kolay çıkılır rampa olarak görünen Beardmore Buzulu'nu, Güney Kutbu yolunda rota olarak seçmiştir. Lakin ulaşmasına 180 km kala takımı ile beraber yolunu geri çevirmiştir. Bu rotadan Robert Falcon Scott takımıyla beraber 18 Ocak 1912'de Güney Kutbu'na ulaşır. Scott şüphesiz, Roald Amundsen'in takımıyla beraber öncesinde bilinmeyen Axel Heiberg Buzulu üzerinden platoya ulaşmasının bir ay sonrasında ulaşmıştı.

Bu sayfa,  online  kullanıcı topluluğu tarafından oluşturulan ve düzenlenen özgür ansiklopedi projesi Wikipedia'nın Türkçe versiyonu Vikipedi sayfasından   faydalanılarak veya ilgili madde birebir kopyalanarak hazırlanmıştır. Bu makale, GNU Özgür Belgeleme Lisansı ilkeleri kapsamında, Vikipedi sitesi kaynak gösterilerek özgürce kullanılabilir.

Elektromekanik

            Elektromekanik, mekanik sistemlerin elektronik sistemler ile kumandasına dayanan sistemler  bütünü.
Mekatronik sistemler elektromekanik sistemler değildir. Çünkü elektomekanik sistemlerde yazılım yoktur, fakat mekatronik sistemlerin olmazsa olmazı yazılım uygulamalarıdır. Örneğin PLC uygulamaları mekatronik sisteme örnektir.
Elektromekanik yapılara örnek asansörlerdir. Asansörler, hem elektrik-elektronik hem de mekanik uygulamaların olduğu bir sistemdir. Yürüyen merdivenler, diğer kaldırma ve taşıma cihazları ve hatta yazıcılar dahi elektromekanik sistemlere girer. Ayrıca, çoğu silah sistemi de elektromekaniktir.

Kaynak:vikipedia

Babil'in asma bahçeleri

Babil'in Asma Bahçeleri, MÖ 605'den itibaren 43 yıl hüküm süren Babil Kralı II. Nebukadnezar tarafından yapılmıştır.Söylentiye göre kral bunu kraliçelerinden birini sevindirmek için yapmıştı. Bahçeler, bir piramit oluşturacak biçimde taraçalar halinde yükseliyordu ve her taraçaya dünyanın dört bir yanından getirilmiş ağaç ve çiçekler dikilmişti. Bahçenin, kralın sarayına yakın olduğu tahmin edilerek, antik Babil öreni yakınlarında kazılar yapıldı, bulunan su kanalları ve duvar yıkıntıları Babil' in Asma Bahçeleri' ne ait olabilir. Babil' in Asma Bahçelerini gören ve bilen yok ama görkemi hala sürüyor ve belki Irak' ta birgün yeniden sağlıklı kazılar yapılabilirse daha güvenli veriler elde edilebilir.Babil asma bahçelerinin başka bir rivayete göre yapılış amacı ise kral Nebukadnezar'ın sıla hasreti çeken karısı Amyitis'i neşelendirmek için yaptırdığıdır. Amytis, Medes kralının kızıydı ve iki ülkenin müttefik olması amacıyla Nebukadnezar ile evlendirilmişti. Onun geldiği ülke yeşil, engebeli ve dağlıktı. Mezopotamya'nın bu dümdüz ve sıcak ortamı onu depresyona itmişti. Kral, karısının sıla hasretini gidermek için onun memleketinin bir benzerini yapmaya karar verdi. Yapay dağlar ve suların akacağı büyük teraslar yaptırdığı rivayet edilir.cYunan coğrafyacı Strabon'un MÖ 1. yüzyıldaki tanımlamasına göre bahçeler birbiri üzerinde yükselen kübik direklerden oluşuyordu. Bunların içleri çukurdu ve büyük bitkilerin ve ağaçların yetişebilmesi için toprakla doldurulmuştu. Kubbeler, sütunlar ve taraçalar pişmiş tuğla ve asfalttan yapılmıştı. Yüksekteki bahçeleri sulamak için Fırat Nehri'nden zincir pompalarla su yukarılara çıkarılıyordu. Zincir pompa biri yukarıda, diğeriyse su kaynağında bulunan iki büyük volana gerili, üzerinde kovalar bulunan bir sistemdi. Nehirden dolan kova yukarıya çıkıyor içindeki suyu havuza boşaltıp tekrar nehre dönüyordu. Bu şekilde üst seviyelere taşınan su, bahçeleri sulayarak teraslardan aşağıya doğru akıyordu.İstilalar yüzünden sönmeye başlayan şehir özellikle Pers Kralı Keyhüsrev'in Babil'i fethetmesinden sonra sönmeye başlamış, 5. ve 6. yüzyıllarda kumlara gömülmüş ve bir kum dağı haline gelmiştir. Bu şehrin içindeki tapınakların ve asma bahçelerin kalıntıları ancak 20. yüzyılda yapılan kazılarla meydana çıkarılabilmiştir.




Kaynak vikipedia ve internetten derlenmiş yazılar.




11 Aralık 2011 Pazar

Mum Nedir?

       Mum, parafin, donyağı ya da bunlar benzeri, yavaş yanan bir maddenin, genellikle pamuktan yapılan bir fitilin üzerine döküldükten sonra katılaştırılması yöntemiyle hazırlanan, genellikle silindir biçimindeki ışık kaynağıdır.

Kullanımı;

        Elektriğin icadından önce, mumlar, gaz lambalarıyla birlikte aydınlanmanın en önemli araçlarından olmuşlardır. 21. yüzyılda ise mumlar daha çok süs eşyası konumundadırlar. Doğum günü pastalarının üzerinde, şık görünmesi istenen yemek masalarında, yumuşak, ılık bir ambians yaratılmak istenen her yerde mumlara rastlanmaktadır.



                        Mum ne kadar yumuşak olursa o mumun yanış süreside o kadar kısa olacaktır. Mumun yanış süresi ve kalitesi tamamen malzemenin sertliği ve içindeki katkılarıyla doğru orantılıdır. Mumun yakılma alanları mutlaka rüzgarsız ve ceryansız alanlar olmalıdır. Mumun yanış sırasında Fitilindeki ateşin kesinlikle sağa ve sola sallanmadan dimdik olarak yanması gerekir. Ola ki aksi bir durum olursa avusun yakıldığı ortamda görünmeyen isler olacaktır. Mumdaki yağ oranı parafine dokunarak anlaşılabilir. Bunun içinde parafini elle ezerek ve dokunarak sürtünme yoluyla ele gelen yağ ile ölçebilirsiniz. Eğer bu dokunuşla mumun yağı elinize gelir ise bu mumun yağının fazla olmasının bir işaretidir. Bu durum ise avusun yanışı ve mekân sıcaklıklarında çok tercih edilmeyen bir malzeme olarak nitelendirilir. Avusun yapılışıyla ilgili olarak detayları çok iyi okuyup doğru uygulamak gerekir.Bu nedenlede ev ortamında mum yapmak tehlikelidir. Çok risklidir.Karışımların yapıldıktan sonra Mum ateş üzerinde uzun süre bırakılırsa bir süre sonra kaynar ve buharı alev alabilir. Bu nedenle parafinin ısıtılarak ateş üzerinde bırakmak çok tehlikelidir.

Dinde

Mumlar geçmişten bugüne, pek çok dinde ve dinsel ayinlerde kullanılmaktadır.(budizm dinide de kullanılır)

Budizm

Budistler meditasyon sırasında rahatlamak ve gevşemek için mum kullanırlar.

Hinduizm

Hinduizm'de mum, ruhsal aydınlanmanın ve başarının sembolü olarak pek çok ritüelde kullanılmaktadır.

Hümanizm

Hümanizmde mum, mantığın ve akılcılığın sembolüdür.

Musevilik

Musevilikte genellikle, cuma akşamları, Şubat başlangıçlarında yapılan Havdalah ritüeli esnasında mum yakılır.

Vika

Vikalıkta mum, dört temel element ateş, toprak, su, havanın geçtiği büyü törenlerinde ve diğer genel maji ayinlerinde kullanılır.

Zaman

İlk olarak Çin’de yapılan ve sonra tüm dünyaya yayılan mum güngelleri, zamanın belirlenmesinde kullanılır. Aynı zamanda çok zor yanan mum takvimleri, günün belli olmasında da kullanılırlar. Bu takvimler, bir yıl boyunca yanabilen mumlardır.

Diğer

Citronella yağı içeren bir mum türü etrafa böcekleri rahatsız edici bir koku yayarak haşerelerin uzaklaşmasını sağlar. Mum, ayrıca resim yapımında ve terzilikte de kullanılır


Kaynak:Vikipedia

Klima (İklimlendirme)

                  Kapalı bir mekânda bizi çevreleyen havanın sıcaklığının, nem oranının, hareketi ile dağılımının ve temizliğinin sürekli olarak istenen koşullarda tutulması işlemine “iklimlendirme” denir.
İnsanların bulundukları çevre, ortam içinde sıcaklığın ayarlanabilmesi, bulunulan ortamın konforunu artırır. İnsanın rahat ettiği çevre sıcaklığı bir başka ifadeyle rahatlık sıcaklığı bulunan ortamdaki hava sıcaklığıyla havanın nem oranına bağlıdır.
           Aşırı nem aşırı sıcaklıktan daha rahatsız edicidir. Örneğin 40 °C sıcaklık ve %10 nispi neme sahip bir hava 30 °C sıcaklık %80 nispi neme sahip bir havaya göre daha iyidir , çünkü nem oranı arttıkça insan vücudunun sıcaklık karşısındaki reaksiyonu yavaşlar. Bu nedenle klimalarda yalnızca havanın soğutulması yeterli olmaz nem oranının da ayarlanması gerekir. Bu işlemlerin yapılmasına klimalandırma veya iklimlendirme denir. Bu amaçla kullanılan donanıma ise klima (En:air conditioner) denir.
Klimaların Çalışma Prensipleri ;

       Klimanın çalışma yöntemi, belirli bir basınç altında bulunan sıvı haldeki akışkanın istenilen sıcaklıkta buharlaştırılması ve buhar halden tekrar sıvı hale döndürülmesidir. Çalışma prensibini termodinamiğin ikinci kanunu açıklar.
      Çevrim malzemesi olarak kullanılan gaz bir kompresör aracılığıyla emilip sıkıştırılarak sıvılaştırılır. Sıkıştırma sırasında açığa çıkan ısı bir fan vasıtası ile atmosferik çevreye (dış ortama) atılır . Bu sıvı daha sonra genleşme valfi tarafından üzerindeki basıncın düşürülmesi ile bulunduğu ortamdan ısı çekerek gaz haline dönüşür. Bu esnada bulunduğu ortamdan ısı çektiği için ortam sıcaklığını da düşürmüş olur. Soğutma akışkanı kompresör tarafından emilerek çevrim aynı şekilde tekrarlanır.

Klimalarda kullnılan soğutma çevrimi Şeması:
1)
Kondansör (Yoğuşturucu)
2) Genişleme Vanası (Kısılma Vanası olarak da rastlanabilir)
3)
Evaporatör (Buharlaştırıcı)
4)
Kompresör

Klima kullanımının sürüş güvenliğine etkisi;

            Sıcaklığın 21 ile 27 derece arasında olduğu bir ortamda yapılan test sürüşünde otomobilin içine yerleştirilen hoparlörlerden zil çalması , korna sesleri , itfaiye sireni vb. gibi sesler verilerek sürücünün bu sesleri zamanında duyup duymadığını kontrol etmek için bir pedala basması istenmiş . 27 dereceye ulaşıldığında sürücünün seslere gösterdiği reaksiyon süresinin % 20 ve daha da üzerinde oranlarda arttığı saptanmış. Ayrıca sıcaklık 27 derecedeyken 21 derecenin iki katı oranında sinyal dikkate alınmayarak atlanmış. Yüksek ısıdan etkilenen sürücünün 0,5 promil oranında alkol alan bir sürücüyle aynı durumda olduğu saptanmış. Bir çok kazaya yol açan saniyelik uykunun %32'si yüksek sıcaklık nedeniyle meydana gelmektedir.

Otomobillerde klima nasıl kullanılmalıdır ?






  • Klima kapalı konumda bulundurulmalı . Otomobilin motoru çalıştırılıp motor ısıtılmadan kesinlikle klima çalıştırılmamalıdır

  • Isınmış havanın hızla dışarı çıkabilmesi için camlar kısa bir süre açık tutulmalıdır.

  • Klima çalıştığı zaman hava sıcaklık düğmesi soğuk konumda olmalıdır.

  • Motor çalıştıktan sonra klima önce düşük devirde istenirse daha sonra yüksek devirde çalıştırılmalıdır

  • Klimalar açıldığı zaman hava kesinlikle kişilerin gövdesine direkt olarak gitmemelidir

  • Üflemeler tabana ve camlara verilmelidir.






  • kaynak:Vikipedia